Fotoğraflar ve fotoğraf çekimleri günümüz teknolojisiyle artık neredeyse hepimizin elinin altında. Her an her şeyi fotoğraflamak mümkün.
Eskiden ki hala da nostaljik rüzgarlar içresinde yer alan fotoğraf makineleri vardı. İçerisine 30 ya da 36 poz yüklenirdi. Her bir poz çok önemliydi . Hem çok para verilmişti hem de sınırlı sayıya sahipti. Şimdiki gibi sınırsız fotoğraf çekmek gibi bir lüks yoktu. Ya da şimdiki gibi “ayyy! Beğenmedim bunu, bu poz olmamış, ya dudağım yamuk çıkmış, sol gözüm şaşı çıkmış, bu gülüş olmamış, saçımın şu kısmı kötü çıkmış….” gibi bir lükste yoktu. Karşıdan birinin eline verilirdi o fotoğraf makineleri onlar ” peynir deyin, sarılın, son 3,2,1 çekiyorum, çekiyorum çektim…” diyene kadar donup kalırdı fotoğrafı çekilecek insan. Acaba nasıl çıktım veya nasıl çıktık düşüncesi insanı yer bitirirdi. 36 pozun sonunda fotoğraf stüdyosuna gidilir ve oradaki personelin fotoğrafları çıkarttırıp getirtmesi heyecanla beklenirdi. Heyecan sonunda gelen fotoğraflar hemen beğeniler, bir fotoğraf albümü satın alınıp bir bir yerleştirildi. Meşakkatli bir işti. Lakin heyecanı ve anlamı daha çoktu.
TEKNOLOJİNİN GÜZELLİĞE YANSIMASI
Elbette devir değişti. Çeşitli fotoğraf makineleri çıktı. Bazısı çeker çekmez fotoğrafı hemen çıkarttı. Bazısı o anı kamerasıyla ile kayıt altına aldı. Derken zamanla cep telefonlarına kamera özelliği geldi. Artık cebindeki cihazı çıkarıp fotoğraf çekebiliyorduk. Bu muazzam bir şeydi. Tabi çözünürlük düşük idi. Tabi bu farketmezdi. Sonuçta telefonun arıyor, mesaj yolluyor ve hem de fotoğraf çekiyordu.
Daha sonra video özelliği de geldi. Artık videoda çekiyordun. Kısa bir süre sonra ön kamera da eklendi telefonlara. Artık birine telefonu uzatıp “bir saniyenizi alabilir miyim, bizim fotoğrafımızı çeker misiniz?” gibi sözler söylemek telefonu ona verirken de acaba telefonumu kurcalar mı korkusu kalmadı. 🙂
Artık kendi kendimizde fotoğrafımızı çekebiliyoruz kimseye ihtiyacımız yok! Ama bizi aldatan fotoğraf efektleri var. Bizi hiçbir eksiğimiz yokmuş gibi çekiyor. Kendimize yapmamız gereken bakımlardan uzaklaştırıyor. Bizi daha hantal yapıyor. Bakıma ihtiyacımız yokmuş gibi bir izlenim veriyor bize. Çoğu fotoğraf programında makyaj kısmı yer alıyor. Böylece çok güzel ruj çeşitleri, harika çekilmiş eyeliner çeşitleri, güzel ve uzun kirpikler, istediğimiz ten parlaklığı ve ten rengi vs. var. Haliyle bunları fotoğrafımıza uyguladığımızda kusursuz ve sağlıklı hatta çok güzel olduğumuzu sanıyoruz.
Evet eğlenceli ancak bu çok yanlış ve aldatmaca! Kendi rutin bakımlarımızı yapmak zorundayız. Vücudumuza gereken özeni göstermemiz gerekiyor. Teknolojik gelişmeleri takip ederek ve teknolojik gelişmeleri kullanarak hayatımızı kolaylaştırmak söz konusu. Fakat bu durum bizi tembel kılmamalı.Cilt bakımlarımıza ve temizliğimize önem vermeli, gereken ilgiyi göstermeliyiz. Cildimizi sağlıklı, temiz ve güzel bir seviyeye getirdikten sonra istediğimiz kadar fotoğraf çekilebiliriz. Böylece doğal güzelliğimizi ölümsüzleştirebiliriz.
Güzellikle kalın.
İlginizi Çekebilir;
Ünlü İtalyan bloggerı Chiara Ferragni, birkaç sene önce kurduğu The Blonde Salad bloguyla dikkatleri üzerine…
Oldukça zorlu geçen pandemi dönemi ile birlikte 2020 yılının sonbahar aylarına nihayet gelmiş bulunmaktayız. Havaların…
Selena Gomez makyaj markası çıkarıyor! Dünyaca ünlü şarkıcı ve oyuncu Selena Gomez, bu sıralar kendi…
Her bölümünü büyük bir heyecan ile beklediğimiz Fox TV’nin ekranlarında yayınlanan Yasak Elma dizisinin içeriği…
İtiraf edelim; ona hepimiz hayranız! Özellikle de giyim tarzına, bebeksi güzelliğine, fit vücuduna, ışıl ışıl…
Her bölümünü büyük bir heyecan ile beklediğimiz Fox TV’nin ekranlarında yayınlanan Yasak Elma dizisinin içeriği…