Bu Babalar Günü yazısı önce Babam Neclan ARIBAŞ’a…
Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici – hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul\’a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ\’mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy\’nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Yazan: Can Yücel
Bu pazar Babalar Günü. Yazılarımı takip edenler çok iyi biliyor ama ilk defa okuyanlar için 50 yaş içindeyim artık. Üniversitede iki kızım var. Babam gideli tamı tamına 16 yıl olmuş gerçi siz bunu bilmiyorsunuz zira ben bu konuda konuşmayı hiç beceremem muhtemel bu yazıyı da beceremeyeceğimi düşündüğümden bu çok güzel şiirle başladım yazıma ama derdim kimseyi üzmek değil.
Ben de herkes gibi sizin gibi küçük bir kız çocuğuyum hala ve evet babamı çok özledim ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Benim babam çok güzel bir adamdı tıpkı sizin babanız gibi. Çok şey öğrendim ondan. Tıpkı sizin gibi. Sizinle belki başka bir yazıda bunları paylaşırım zaten bir gün Babamın öyküsünü de yazacağım ama şimdi bu hafta sonu bir babalar günü var yanı başımızda ve benim size öneriler vermem lazım farkındayım. Ama tıpkı Yılmaz Erdoğan gibi benim babam da beslenme çantam otlu peynir kokusu gibi ve biliyorum siz beni çok iyi anlayacaksınız.
Yaşarken koskoca sarılmak, öpmek okşamak gerekiyor. Ötesi masal. Yaşam bize her anı sunulmuş sonsuz bir armağan, hayata anlam katan mucizeleri yaratanlar da bizi gerçekten koşulsuz beklentisiz hesapsız seven insanlar. Babalarımız gibi. Onlar bir başka seviyor sanki ha ne dersiniz?
Ne Almalı?
Üstte ki kupanın bir benzerini Dad değil Mom yazanını bu anneler gününde manevi oğlum almış o yüzden nasıl kız çocukları babaya, erkek çocuklar anneye düşkün ise bunun da psikoloji de bir karşılığı var ise ben de üzerinde sevgi sözcükleri yazan bir kupa vermenin hiç fena fikir olmayacağını düşündüm.
Klişe parfüm, terlik tarzı armağanlardan uzak durup yerine daha içinden siz geçen armağanlara yönelmenin zamanı belki de çoktan gelmiştir. O yüzden bir slayt gösterisi hazırlayarak bu çok özel günde sunum yapabilirsiniz.
Bunun yanında birlikte baş başa ya da diğer sevdikleriniz ile günübirlik bir kaçamak da fena fikir olmayabilir işin özünde. O gün tüm tasa sıkıntı stresten uzak bir gün geçirerek size özel anlar yaratabilirsiniz.
Çok sevdiği bir filmi alıp ya da belki bir konser dinletisini birlikte dinleyebilirsiniz. Belki çok klişe olacak ama o çok sevdiği pastayı alabilir ya da ona sizin şiirinizi yazabilirsiniz. Sizin şiiriniz Can Yücel kadar olmasına da falan gerek yok.
Ama elbette tüm içtenliğinizle onu çok sevdiğinizi de söylemeyi unutmayın olur mu?