Ruh Güzelliği Her Şeyden Önce Ruhunuzu Güzelleştirin!

Ruh Güzelliği Her Şeyden Önce Ruhunuzu Güzelleştirin! Yaşamınızdaki yer kaplayan, zaman alan pek çok şeyi düşünün… Özel hayatınız, iş hayatınız, ev işleriniz, arkadaşlarınız, sosyal hayatınız, kişisel planlarınız, hepsi bir kargaşa içinde. Aynı anda, aynı hatta giren, birçok frekans gibiler ve çoğu zaman bizi mutsuz edebiliyorlar. Bazen bir çıkar yol arayıp, bulmak, ruh güzelliğine ulaşmak yıllarımıza mal oluyor. Şanslı olanlarımızı saymazsak, ruh güzelliği nedir, onu bile geç kavrıyoruz.

Peki, Nedir Bu Ruh Güzelliği?

İnsan her zaman dışına içinden daha çok dikkat eden bir canlı olmuştur. Bu durum, kendi için de geçerli. Ruhumuzdan çok yüzümüze, giysimize, saçımıza, makyajımıza, orantımıza bakarız. Yaşımız ilerlemeye başladıkça, düşüncelerimiz değişir. Dışımıza bakmaya doyarız. Kendimizi ruh güzelliğini ararken buluruz. Somut şeyler istemekten çok öteye gider, artık içselleştirmek istediğimiz şeylere yöneliriz. Fakat maalesef ki, bunu biraz geç öğreniriz. Ruhsal gelişimin ilerlediği an farkındalıklarımız da başlar.

Ruhsal Gelişim

Ruh güzelliğinin temeli ruhsal gelişimdir, diyebiliriz. Her insan belki farklı dönemlerde farkına varacaktır ama bir gün mutlaka ruh güzelliğine, destekle ya da kendiliğinden ulaşır. Genelde iyi ve kötü deneyimlerinden sonra, onların ışığında buna ulaşırız. Yaşamımızın bizi geliştirmesi ruhsal gelişimimize destektir. Güçlü yönlerimizin farkına varır, onları geliştirir, kusurlarımızı kapatır ya da onlarla yaşamayı öğreniriz. Tüm bunlar bir bir ruhumuzu güzelleştirir ve ruh güzelliği, görülür şekilde gözler önüne serilir.

Ruh Güzelliğimizin Nasıl Farkına Varabiliriz?

Maddi açıdan iyi durumda, iş hayatı mükemmel, birbirinden çeşitli giysilerin bulunduğu geniş bir gardırobu olan ve benzeri durumlara sahip insanlar neden gülümsemezler, hiç düşündünüz mü?

Manevi yanları eksik kalmıştır ve ruhlarını doyuramamışlardır, diyebilmemiz çok mümkün. Bu yanımız kimi insan için bir eş, bir dost, belki çocuğu ile geçirdiği vakit, kendine duyduğu saygı, bazen de başarılarının farkında olabilmesidir. Zaten ruh güzelliği de elde ettiklerinizin, farkına vararak başlar diyebiliriz. Elde ettiklerinizin farkına varmak diyorum, çünkü çoğu insan elinde olanı görmez ve gerekmediği halde bir fazlasını ister. Siz de erkenden ruh güzelliğinize ulaşmak ve kendiniz için bir şeyler yapabilirsiniz.

Kural Koyun!

Kendinize kimsenin aşamayacağı kurallar, başka bir adı ile prensipler belirlerseniz ve bunların delinmesine izin vermezseniz, ruh güzelliği erken fark edilir hale gelebilir.

Değer Ver!

İlk kural kendinize değer vermek olmalı. Unutmayın ki, siz bir diğerinden ya da öbüründen daha değerlisiniz. En azından kendiniz için! İnsanın kendini iyi hissetmesi, düşünülenin aksine diğer insanların beğenmesi ya da takdir etmesiyle gerçekleşmez. Sizin değer vermediğiniz şeye kimse değer vermiyor gibi düşünürsünüz. Bu sebepten dolayı, ilk önce siz kendinize değer vermeyi ve bunu karşınızdakine aktarmayı bilmelisiniz.

Kendinizi Sevin Ve Aynaya Bakın!

‘Kendinizi sevmek’ ile ‘kendinizi beğenmek’ terimlerini ayırt etmekle bu kurala başlayabilirsiniz. Aynaya bakın ve egosuz bir şekilde, olduğundan fazla olumlu hislerle değil de, olumlu ve olumsuz, tüm yönleriniz ile kendinizi sevebileceğinizi düşünün. Hatta bunu her sabah aynaya bakarak, sesli bir şekilde dillendirebilirsiniz. Siz kendinizi sevip, saygı duyduğunuz ve buna gerçekten inandığınız takdirde, insanlara bu duyguyu geçirmeniz çok daha kolay olacaktır.

Güzel Yanlarınızı Görün!

Hata yapıyor olabilirsiniz, olmaması gereken bir yerde olabilirsiniz, insanların yanlış bulduğu bir konumda olabilirsiniz. Fakat yanlışınıza odaklanıp, bir doğrunuzu görmezden gelmek yerine, elinizdeki tek doğruya sarılın. İnanın! Doğruya baktığınızda, devamı da bu şekilde gelecek ve hatalarınız azalacaktır. Aynı giyinirken uyguladığınız kural gibi, ruh güzelliğini ortaya çıkarırken amacınız kusurları örtmek değil, güzel yanları ortaya çıkarmak olsun.

Yeni Bir Şey Öğrenin!

Hayatınızın çoğu rutin olarak sürer ve elinizden hızla gider. Rutin olanı fark ettiğiniz anda yeni bir şey deneyin veya uygulayın. Bunu yapamıyor ve vakit bulamıyorsanız, yeni bir bilgi öğrenin. Rutinin arasına, yeni bir şey katarak düzeni bozun. Hafızanızı tazeleyin ve olumsuzlukları kendinize unutturun. Ruhunuz yenilenecek ve ruh güzelliği için daha erken farkındalık kazanacaksınız.

Müzik Dinleyin!

‘Müzik, ruhun gıdasıdır’ sözünü çok kez duymuş olmalısınız. Gerçekten öyle midir, bilinmez ama bir şeylere iyi geldiği doğru. Elinizden geliyorsa, biraz araştırarak kaliteli müzikler bulun ve seçici olun ama buna vaktiniz yoksa türü ne olursa olsun, kesinlikle iyi gelecek ve ruh güzelliğinize ufak da olsa katkısı olacaktır. Olumlu etki yaratmasa bile, olumsuz etkiyi bir süre duraksatıp düşünmenize yol açacaktır. Ruh güzelliğine de en çok boş kafa ile düşünerek ulaşabileceğinizi unutmayın!

Doğaya Çıkın!

Doğa kişi sevmediğini bile düşünse, her zaman insanın vücut dengesine de, ruh dengesine de iyi gelir. Çünkü karmaşanın aksine, doğa boşluktur, tek renk ve tonlarıdır. Boşluk ise düşünmeye yol açar.

‘Toprak insanın enerjisini değiştirir’ diye boşuna demiş olamazlar. Yalnız bırakarak insanın egosunu elinden alır diyebiliriz.

 

İki Kere Düşünün!

İnsan ilişkileri konuşmadan düşünmeyi gerektirir. Konuşmalar, tartışmalar ise insanı düşüncesi olumlu ya da olumsuz ne yönde olursa olsun, yıpratır ve bazen geri dönülmez bir yola sokar. Kendi sağlığınızı ve ruhunuzu düşünerek konuşmadan, sormadan, cevap vermeden önce defalarca ruh güzelliği ve iç dünyanıza ulaşmanın ana kuralını uygulayın. Yanı Düşünmek…

Düşünmeye vakit ayıramıyorsanız, atağa geçmeden önce kendinize birkaç soru sorabilirsiniz.

Bana etkisi veya yararı ne olacak?

Buna gerek var mı?

Söylediğim şey, beni bir sonuca ulaştırır mı?

Bu sorulara evet cevabını alıyorsanız, düşünme sürecinizin sonuna gelerek eyleminizi gerçekleştirebilirsiniz.

Bir de düşünmeye ikili ilişkilerinizde karşı taraf açısından bakabilirsiniz.

• Kesin bir kanıya varmadan, onu başkasının sözü ile yargılamayın. Üç kişilik ilişkilerde, üçüncü kişi olmak objektif olmayı gerektirir. Eğer olamıyor ve bir yanınız daha ağır basıyorsa, konuyu değerlendirmemeyi ve dahil olmamayı tercih edin.
• Konuşmalarınızda olumsuzluklarınızı suçlayıcı tavırlar ile değil, ben dilinizle yansıtın. Bir örnek vermek gerekirse; ‘sen bana zarar veriyorsun’ değil de, ‘sen x davranışını yaptığında, ben zarar gördüğümüzü hissediyor ve üzülüyorum’ şeklinde yaklaşın.
• Karşınızdaki kişiyi farklı bir bireyle karşılaştırmayın! Unutmayın ki, herkes tekdir.
• Karşınızdaki kişiye inanmıyorsanız, bunu sebepleri ile belirtin ve açık olun. Emin olun ki, geri dönütü beklemediğiniz şekilde olumlu olacaktır. Belki inanmadığınız konuya siz yanlı bakıyor ve bunu fark etmiyor olabilirsiniz.
• İlişkinizdeki mesafenin boyutu fark etmeksizin karşınızdaki kişiye saygı gösterin. Aynı sizin gibi bir insan olduğunu, hataları ve başarıları ve sizin ondan olabileceği gibi onun da sizden beklentileri olabileceğini unutmayın! Olumsuz bir durumda, güzel yanlarını görmezden gelmeyin. Bu durum karşınızdaki kişiye yararlı olmaktan çok, sizin yükünüzü hafifletmeye yarayacaktır.

Bu maddeler ve aklınıza gelen birçoğu ruh güzelliğinizi bulmanın yolunda size kademe kazandıracak ve benliğinize saygıyı, içinize nasıl döneceğinizi ve nasıl kargaşa içinde bile düşünebileceğinizi size öğretecektir.