Lady Diana Tarzı Ve Diana Gibi Olmak!

Lady Diana Tarzı Ve Diana Gibi Olmak! Bu yazıda gelin biraz eskilere dönelim ve bugünün karmaşık moda dünyasından biraz da olsa uzaklaşalım. Lady Diana’ nın farklı düşünce yapısı, destanlaşmış hayatı ve tüm yaşadıklarının yansıdığı sade giyim tarzı bizi eskilerin zarif moda anlayışına döndürmeye yeter de artar bile.

Lady Diana’ nın Hayatı

Diana’ yı anlayabilmek ve tarzını çözümleyebilmek dışarıdan bakmaktan öte yaşamını ve düşüncelerini görmekten geçiyor. Soylu bir ailenin kızı olan Lady Diana çoğu kaynağa göre ilginç bir yaşam ve ölüm öyküsüne sahip. Öncelikle yaşadıklarının ve olaylı ölümünün, gerçekliğinin kanıtlı olmadığını, kuvvetli tahminlerden ibaret olduğunu belirterek başlayalım.

Lady Diana’ nın sevgisiz ve zorlu bir çocukluğa sahip olduğu ve sevgiye ihtiyaç duyduğu bir evlilik gerçekleştirmek istediği söyleniyor. Zaten babası vesilesi ile kraliyet ailesine çok yakın büyüyen ve Kraliçe’ nin çocuklarını tanıyan Diana, bir gün en büyük çocuk olan Prens Charles ile tanıştırılıyor. Charles ile sadece 12 kez görüştüğü belirtilen Prenses Diana, sevgiyi ve şefkati bu evlilikte bulacağına sonsuz inanarak evlenme kararı alıyor. Düğününe kısa bir süre varken eşi olmaya hazırlanan Prens Charles’ ın eskiye dayanan bir ilişkisi olduğunu öğreniyor.

Lady Diana’ nın Evliliği

Diana’ nın zaten zor geçmiş olan hayatı yanlış kararlar alarak yaptığı evliliği ile daha da kötüye gidiyor. Adeta kabusa dönüşüyor demek mümkün.

Hayatı boyunca özgürlüğüne düşkün ve utangaç bir insan olan Prenses Diana kraliyet yaşamının yükü altında eziliyor ve istemediği halde, medyanın odağı haline geliyor. Eve hapsolmuş gibi hisseden ve eşi Prens Charles’ ın ilişkileri, aynı zamanda Kraliçe Elizabeth’ in otoritesi yüzünden bunalan Prenses kendini bir süre çocuklarına, yardıma muhtaç insanlara ve vakıflara adıyor.

Lady Diana’ nın Ölümü

Diana’ nın tüm geçirdiği sıkıntılardan sonra, bir ilişki yaşadığı söyleniyor. Aniden kendisinden ayrılan bu kişiden sonra artık Prenses ve Prens’ in dışarıdan hep muhteşem gözüken evlilikleri bitme noktasına geliyor. Charles’ dan soğuyan Lady Diana ve eşi bir bildiri ile boşandıklarını duyuruyorlar.

Boşandıktan sonra herkesin odak noktası olan ve medyada dilden düşmeyen Lady Diana, Mısırlı film yapımcısı Dodi Fayed ile ilişki yaşamaya başlıyor.

Ölümüne sebep olacak olan o tatile çıkıyorlar ve Dodi Fayed’ in şoförü medyadan kaçarken tünelde kaza yapıyor. Arkalarından takip eden beyaz araba, 10 tane mobese kamerasının kazadan bir gün öncesinde bozulması, Prenses Diana’ nın kendisini koruyan saray güvenliklerine güvenmemesi, yine Diana’ nın 5 dakika uzaklıktaki askeri hastaneye değil de, daha uzağa götürülmesi gibi birçok söylentiden sonra Prenses’ in ölümü gerçekleşiyor. Devamında Prenses Diana otopsi yapılmadan önce bekleyebilmesi sebebi öne sürülerek kısmi olarak mumyalanıyor. Bu durum ise kan analizlerinin yapılmasına engel oluyor. Dodi Fayed’ den hamile olduğu söylentileri yalanlanıyor ve ispat edilemiyor. Yani ölümüne dair sırlar, Lady Diana ile birlikte yok olup gidiyor.

Lady Diana Tarzı

‘Lady Diana tarzı da, ölümüne dair sırlar ile birlikte yok oldu’ diyebilir miyiz? Elbette, hayır! Ne kadar birçok konunun üstü kapatılmış gibi gözükse de, büyük bir kitle için, her şeyi ile efsane olan bu kadının tarzı, 80 lerden bugüne asla unutulmamış ve hala devam etmekte gibi gözüküyor.

Önceki yazılarımızda da asıl tarzın ne olduğundan biraz bahsetmiştik. Gerçek bir tarza sahip olmak için, o giyim tarzını, uygun kıyafetleri kombinlemekten öte, hayat felsefesi ve düşünce yapısı olarak benimsemek gerekiyor. Lady Diana’ da tek bir giyim tarzına sığdırılamayacak, tek bir cümle ile ifade edilemeyecek derecede derin ve zarif bir giyim tarzına sahip. Bunun temelleri de kişilik özelliklerinden, yaşadığı hayattan ve hayata bakış açısından geliyor. Özgür ruhlu, yardımsever ve bir o kadar da utangaç bir yapıya sahip olan Lady Diana, prenses edası ile her giyim türünü üzerinde taşımış, tarzı ile bakış açısı sadece giyimiyle sınırlı kalmamış ve saçına, makyajına, yürüyüşüne, vücut hareketlerine ve mimiklerine de yansımıştır.

Lady Diana Gibi Olmanın Kuralları

Bir prenses gibi olmak mı, yoksa özgür bir tarza sahip olmak mı? Böyle bir soru ile karşılaşıldığında herkes arada kalır. Fakat Prenses Diana tarzı ile bu iki fikri birleştirmiştir diyebiliriz.

Prenses Ruhu

Lady Diana’ nın prenses görünümünün giyiminden gelmediğini tüm fotoğraflarından da anlayabiliriz. Her şeyden önce asil ve mücadeleci ruha sahip her kadının bu duruşu taşıyabileceğine inanıyorum. Prenses Diana tarzına bürünmenin en önemli kuralı, bir kot ve gömleği giymenin bile zarif tavırlar ile gerçekleştirilmesi gerektiğidir. Burada devreye kıyafetten önce kafa yapınız ve olumlu düşünceleriniz giriyor.

Dönemsiz Olmak

Lady Diana tarzına sahip olmanın bir diğer kuralı ise, eski dönemlerde giydiği her şeyi, şimdi de giyebiliyor olmaktır. Zaman olarak ne kadar 80ler tarzının kadını da olsa kendi ruhuna has bir giyim stili olması, onun tarzını zamansız ve sürekli kılıyor. Bugün bile demode gözükmeden giydiği elbisenin aynısını, aynı ayakkabı, aksesuarlar ve saç stili ile giymeniz mümkün.

Karşılaştırın!

Diana’ nın giydiği kıyafetleri bugünün modası ile karşılaştırdığınızda birçok ortak nokta ile karşılaşabilirsiniz. Kendi tarzınız ile karşılaştırıp, giydiği zarif parçaları kombinlemeniz hiç de zor olmayacaktır. Günümüzde Prens William‘ ın eşi, Kate Middleton ve birçok sanatçının da Prenses’ in tarzını canlandırdığına şahit olabilirsiniz.

Örnek Alın!

Elbette, yaşadıklarını deneyimlemeniz, aynı bakış açısına sahip olmanız mümkün olmayacaktır. Çünkü tamamen yaşamının ve deneyimlerinin getirdiği bir tarza sahip olduğunu söyleyebiliriz. Zarifliği tartışılmaz derecede olduğundan birçok kadının buna sahip olmak istemesi çok doğal bir durum. Aynı düşüncelere sahip olamamak, onun gibi gözükemeyeceğiniz anlamına gelmez. Biliyorsunuz ki, Lady Diana hayatı üzerine kitaplar ve belgeseller mevcut. Bunları inceleyerek, araştırarak onu anlayabilir ve örnek alabilirsiniz.

Zaten moda dünyasındaki birçok akım bu şekilde oluşmuştur. Yani bir dönem yaşanılan ağır zorluklar, modaya bir akım olarak yansır ve insanlar bunu bir furya olarak üzerinde taşır. Lady Diana da 80lerden bugüne kadar gelen furyalardan biridir.