Erkekler İlişkiler Hande Doğandemir

Erkekler İlişkiler Hande Doğandemir.Geçen haftaya damga vuran bir olay üzerinden yaşanan ilişkileri kadın olma, erkek olma hallerini yazarak bu haftaya başlamak istedim. Zira ilişkiler hepimizin her dem gündeminde olan bir kavram değil mi zaten?

Konu aslında hepimizin malumu olan bir konu ama konuyu sadece bu olaya indirgemeden uzun uzun üzerine düşünmek için yazılan bir yazı örnekten yola çıkarak genel olarak erkekler, kadınlar, yaşadığımız ilişkiler, aşkların geldiği nokta üzerine yüksek sesle düşünmeye çalışacağız.

Aslında hepimiz zaten dönem dönem bu konular üzerinde düşünüyoruz. Biliyoruz ki yalnızlık Allah’a mahsus ve bizler ruh eşimizi, sevdiğimiz kadını ya da sevdiğimiz erkeği bulduğumuz zaman sonsuza kadar, ölüm ayırana dek mutlu mesut yaşamak istiyoruz ama bazen öyle olmuyor.

Sahi Ne Olmuştu?

O birr Mert Fırat. O bir sivil toplum gönüllüsü. O bir aktivist. O bir farklı ruh. Biz onu hep öyle gördük. Belki de biz yanıldık.

Hem çok iyi bir oyuncu, hem bu kadar halkın içinde olan bir insan. Hayran olmamak mümkün değildi. Öyle de yaptık. Hayran olduk. Çok sevdik. Duruşuna bayıldık. İlkelerine bayıldık. Oyunculuğa bayıldık ama bir gün ters takla yaptı. Ne oldu? Kendisi gibi oyuncu olan Hande Doğandemir’den ayrıldı ve sosyete mensubu İdil Fırat’la beraber olmaya başladı. Yetmedi 9 Eylül’de evlenecekleri basına yansıdı. Tanışmalarından çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan bir olaylara şaşkın şaşkın bakar iken olaylar bununla da bitmedi bir de anlı şanlı kına gecesi gördük. Gelin adayı taht içinde kına salonuna girdi ve tabiri caiz ise film tam olarak burada koptu.

Açıkçası ilişkiler konusunda her daim usta olan, çok bilen insanlar bile bir durdular. Biz de olayın şaşkınlığını atıp tarafsız yazabilmek için üzerinden bir hafta geçmesi gerekti.

Kimse bu kına gecesine olumlu bakamadı, kimse böylesine göze batırılan bir gösteriş durumuna tepkisiz de kalamadı ki tam o sırada Hande Doğandemir kendi Instagram sayfasında Turgut Uyar’ın şu şiirini paylaştı:

” Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Tanrınız büyük amenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız”

Öylesine manidar ki akabinde tepkiler anında geldi. Hatta Demet Akalın bu paylaşım altına bir de ona destek verdiğine dair mesaj düştü.

Neden Rahatsız Olduk?

Benzer bir durumu biz birkaç yıl önce Engin Altan Düzyatan olayında da yaşamıştık. O zamanlar Özge Özpirinççi olmuştuk. Bugün ise Hande Doğandemir tarafındayız.

Sevdiğimiz için falan değil. Olay tüm bunların ötesinde. İlişkiler konusunda bizi rahatsız eden şeyler var. Kural da oldukça basit. Bize yapılmasını istemediğimizi başkasına da yapılsın istemiyoruz. Çünkü bu tarz durumlarda biz öteki taraftayız. Yani bu olayı yapanlar Hande Doğandemir ve Özge Özpirinççi olsaydı o zaman da İdil Fırat ve Aslışah Alkoçlar yanında olacaktık.

Ortada bir emek var. Bir ilişki var. Tamam kimse kendini seçemiyor ama birinin sosyetik güzel olması onun istediği her şeye istediği an sahip olmasını da gerektirmiyor.

Aşk bu değil. Hele de böylesine gözüme vurulduğunda biz haksızlığa uğrayanın yanında oluyoruz zira empati yapmak zor değil.

Elbette ilişkiler biter, insanların yaşamına başkaları girer ama her şeyin bir omurgası olmalı ve ilişkiler yangından mal kaçırır gibi yaşanmamalı ve hem cinslere de biraz saygı duyulmalıdır değil mi? Hayat bu yarın ne getirir bilinmez.